Serpico

11 Mart 2011 Cuma

Serpico





Öyle bir polisiye film düşünün ki tanıtım cümlesi: "İş arkadaşlarının birçoğuna göre o yaşayan en tehlikeli insandı; yani dürüst bir polisti." olsun, başrolünde de Al Pacino oynasın... "Serpico"


Konu 'polis' ve dolayısıyla 'adalet düzeni' olduğunda insanın eli ne kaleme, ne de bende olduğu gibi klavyeye gidiyor. Bu tip konular biraz dokunulmaz. Konuştun mu başına iş alabilirsin. Tedbirli davranman gerek. O yüzden ya susacaksın, ya da cümleler ağzından çıkmadan iki kere düşüneceksin. Aksi takdirde kendini, sana "ben buraya nasıl ve ne ara geldim?" şeklinde bir soru sordurtacak yerlerde bulabilirsin. Ruhun duymaz.


'Bizim, ülke olarak burnumuzu sokmak istemediğimiz bir konuda Amerikalılar 1973 yılında bir film yapmışlar.'  


Film yetmişli yıllarda geçiyor. Serpico (Al Pacino) adlı bir polis memuru, polislik kariyeri boyunca akademide öğrendiği "teorik" bilgileri hayata geçirmeye gayret eder. Nedir bu bilgiler? Temelde ahlaka ve namusa dayanan bir takım etik doğrular diyebiliriz: rüşvet almamak, görevini suistimal etmemek...vs. Fakat ne zaman ki Serpico polis olarak görev yapmaya başlar, anlar ki sistemin çivisi çıkmış; tüm polisler rüşvet yiyorlar, her yerde kara para var. 


Serpico önceleri yerel suçlulardan toplanan ve polisler arasında pay edilen rüşvetten kendine düşen lokmayı reddeder, ancak kısa süre sonra bir şeyler yapması gerektiğini düşünür ve bu yolsuzluğa karşı harekete geçer. Evvela konuyla ilgili amirlerine başvurur fakat beklediği ilgiyi göremez. Durum biraz 'bana dokunmayan yılan bin yaşasın' halini almıştır. 


Serpico, rüşvetten kendisine düşen payı almazken hiçbir polis memuru bu olayı umursamaz. Fakat ne zaman ki Serpico, örgüte yayılmış olan rüşvet olayıyla açık açık mücadele etmeye başlar, o zaman işler karışır. Serpico'nun tüm mesai arkadaşları artık ona düşmandır. 


Dürüst polis memurunun çabaları, sonunda bir federal mahkemenin ilgisini çeker ve böylelikle Serpico, rüşvete karşı mücadelesini daha resmi bir ortama/dile dökmüş olur. Ve sonunda Serpico, artık tüm meslektaşları tarafından nefret edilen bir polis memuru haline dönüşmüştür. 


'Gerçek bir olaydan uyarlama'


'Waldo Salt' (Midnight Cowboy, Coming Home filmleriyle Oscar almış) ve 'Norman Wexler' (Joe filmiyle Oscar adaylığı bulunuyor) gibi iki kurt, aynı adı taşıyan Peter Maas'ın kitabından uyarlamışlar Serpico'nun senaryosunu. Bu senaryo onlara 'en iyi uyarlama senaryo' dalında Oscar adaylığı getirmiş. Böylesine zor bir konuda kağıtta kalem kaydırmak başlı başına büyük bir iştir, cesaret ister ve emin olun bu işin altından alnının akıyla kalkmış olmak, on tane Oscar'a bedeldir. 


Bugün ABD'nin son derece gelişmiş bir ülke olması boşuna değildir. 70'li yıllarda kendi polis sistemini eleştiren bir filmin senaryosunun, bir yıl sonraki, ülkenin en prestijli ödülü  olan Oscar ödülüne aday olması 'özgürlükten' başka ne ile açıklanabilir? Kendisini eleştirmesini bilen herkes ve her şey; mutlaka ama mutlaka çarpık yönlerini törpüler ve ayaklarının yere daha sağlam basmasını sağlar.


'İnsanlık dersi.'


Filmin başrol oyuncusu Al Pacino, canlandıracağı karakteri daha iyi tanıyabilmek için uzun süre 'gerçek' Serpico'yla birlikte zaman geçirmiş. Bu süre içerisinde Pacino yalnızca bir kere Serpico'ya şu soruyu yöneltmiş: "neden yaptın bunu?" -rüşvete karşı, tüm meslektaşlarına cephe alarak mücadele etmesini kast ederek- ve aldığı cevap sanırım en sansürsüz 'insanlık dersi' niteliğinde: "bilmiyorum Al... İlla ki bir yanıt vermem gerekiyorsa derdim ki...Yapmamış olsaydım, müzik dinlerken kime dönüşüveriridim?"


İşte bu kadar basit. Kimi zaman bazı sorulara çok daha şaşaalı cevaplar bekliyoruz. Cevaplar bizi tatmin etmiyor çünkü cevabın bize anlattığına kendimizi yabancı hissediyoruz. Oysa iş ahlakından hiç taviz vermemiş ve bu yüzden 'istenmeyen adam' ilan edilmiş bir kimseye "neden?" diye sorsak; "çünkü aksi takdirde 'ben, 'ben' olamazdım" cevabından daha mantıklı hangi cevabı verebilir bizlere?


Sorusunun yanıtından iyi bir ders çıkarmış olacak Al Pacino. Rolünü yine muhteşem oynamış. Zaten insan boşuna usta olmuyor. 1973-1974-1975-1976 yıllarında, art arda 'en iyi erkek oyuncu' Oscar ödülü adaylıkları bulunuyor Al Pacino'nun. O yıllarda çekilmiş tüm Al Pacino filmlerini izledim ve inanın adayı olduğu ödüllerin hepsini de kazanmış olsaydı, tarih hiç sırıtmazdı. 


Neden mi kazanamadı? Son cümlelerim de bu sorunun cevabı olsun madem. İşte 1974 yılının 'en iyi erkek oyuncu' dalında Oscar adayları, Al Pacino'nun rakipleri:


-Save the Tiger: Jack Lemmon (kazandı)
-Ultimo Tango a Parigi: Marlon Brando
-The Last Detail: Jack Nicholson
-The Sting: Robert Redford
-Serpico: Al Pacino


Son derece kısa ama çok şey anlatan bir cevap olmuş olması dileğiyle...

0 yorum :

Yorum Gönder