Stigmata

19 Temmuz 2011 Salı

Stigmata


Patricia ARQUETTE,  'Frankie Paige' rolünde



Merak ediyorum; nasıl olur da The Da Vinci Code filmi tüm Vatikan yetkililerini ayağa kaldırıyor da, kendisinden tam yedi yıl evvel yapılmış Stigmata'yı kimse umursamıyor?.. İlginç.

Kimileri vardır 'din'e dair derin sorular beslerler. Emin olamazlar bir türlü din'in varlığından ya da yokluğundan. Tam inanmışken öyle bir olay yaşarlar ki kafaları allak bullak olur; ya da tam tersi, hiç inanacakları yokken bir ışık görürler, bir varlık emaresi; her şey değişir... Artık ne bir insan insandır onlar için, ne de ilahiler yalnızca melodi...

İşte böyle kimselerden biri, geçen hafta Ukde Sineması'nı ziyaret etti. Şartı belliydi: "beni aydınlat!". Dine dair bir film görmek istiyordu. Biraz basite kaçmak da olsa; istiyorum, bakalım sinema bu konuda ne diyor!..

Seyirci, cevap veremediği soruları sinemaya paslamıştı. Varsın biraz da onlar beni aydınlatsınlar, diyordu.

Seyirciyi kırmak dokuz kusurlu hareketten biri! Biraz beyin jimnastiği yaptım, Ukde Sineması'nun film arşivine baktım... Tek bulduğum ve "seyircinin izlememiş olduğu film" Stigmata idi. Bastık oynat'a, olanlar oldu...

***
Stigmata, Yunanca'da 'Stigma' kelimesinin çoğul hali. Stigma ise, hayvanların ya da esirlerin birbirlerinden ayırt edilebilmeleri için onlara yapılan işaretleme işlemine verilen isim. Yani bir nevi damgalama işlemi.

Zaten dine de buna benzer bir yansıması var.

Stigmata: İsa peygambere son derece gönülden inanmış kimselerin, İsa çarmıha gerildiğinde, ona yapıldığına inanılan işkencelerin aynılarını yaşaması durumudur. Bu Stigmatik -Stigmata'ya uğrayan kişi- önce ellerinden, sonra ayaklarından görülmeyen bir kudretçe çivilenir; ardından kafasının alın kısmının çevresinde bir çeşit kesici tel parçası dolanır, sonra da kırbaçlanır... Bunların hepsi, Stigmatik şokta iken ve görülmeyen bir güç tarafından gerçekleşir.

Film işte bu 'dini olaya' maruz kalan bir kızın hikayesini anlatıyor. 

Gabriel BYRNE, 'Peder Andrew Kiernan' rolünde
Tabii kimi ufak farklılıklar yok değil film ile anlatılan arasında. Bunlardan en bariz olanı; İncil'de bu olay yalnızca fevkalade inananların başına geliyor, oysa filmde Stigmatik tam bir ateist. Veya henüz dine inanıp inanmayacağına karar vermemiş bir kimse, demek daha doğru olabilir... Görünüş ve gerçekleştirdiği eylemler itibariyle dine uzak, demek yeterli olacaktır sanırım...

Günün birinde Brezilya'da tatilde olan annesinden aldığı bir tespih, o tespihe bağlı olarak gerçekleşen kimi doğa üstü olaylar.

Film özetle bu.

***
Benim asıl ilgimi çekense şu:

İlk paragrafta da değindim; The Da Vinci Code, Vatikan'ın hışmına en çok uğramış filmlerden. Hal böyleyken Vatikan itibarının zedeleniyor oluşundan şikayet edip, filmin tam anlamıyla 'saçma'olduğunu iddia etmekte haklı gibi duruyor.

Durum böyle mi bilemeyeceğim, şüphelerim var, diyelim!

Geçenlerde bir belgeselde, rastgele bir papaz The Da Vinci Code ile ilgili görüş bildiriyordu. 

"Kimileri Vatikan'ın, The Da Vinci Code'a saldırarak kitaba karşı ilgiyi yoğun oranda arttırdığını söylüyor. Bu bir fikir tabii... Fakat ben de diyorum ki; ya Dan Brown sırf Vatikan'ı rahatsız etmek ve bunun üzerinden para kazanmak için bu kitabı yazdıysa?.. Peki o zaman ne olacak?.."

Güzel soru!

***

Dostlar size acıklı bir haber, 2010 yılı Türkiye Cumhuriyet'inde en çok satılan kitap hangisi biliyor musunuz?
Hanefi Avcı-Haliç'teki Simonlar!

Başka söze gerek yok sanırım...


***
Şu noktada ilk paragraftaki soruma bir yanıt vermek istiyorum. 

The Da Vinci Code İsa peygamberin aslında normal bir insandan farksız olduğunu, onun da cinsel münasebette bulunduğunu ve inananlarının aklındaki hayattan çok daha farklı bir hayat yaşadığını anlatıyor.

Yani neredeyse din'i reddediyor.

Stigmata ise yalnızca inanmış kimse için 'kilisenin gereksiz olduğundan' dem vuruyor.   

"1945 yılında Nag Hamadi'de bir belge bulundu. Bu belgede İsa peygamberin gizli kalmış sözlerinin yazılı olduğu söylendi... St. Thomas ilkesi denilen bu belge, İsa dönemine ait en yakın belgedir... Vatikan bu belgeyi reddedip, dine aykırı olarak nitelemektedir... İddialara göre bu belgedeki İsa'nın ilk sözleri 'Tanrı'nın krallığı içinizdedir ve çevrenizdedir. Tahtadan ve taştan yapılmış binalarda değil. Bir parça tahta kırın, ben orada olurum. Bir taşı kaldırın, beni bulacaksınız...' şeklindedir."
Stigmata, film 

Şimdi diyelim ki siz kilisesiniz, hangisi daha çok canınızı sıkar: reddedilmeniz mi, sizin inandığınızı ve sizi var edenin reddedilmesi mi?..

 Kuşkusuz her ikisi de... Ancak birini daha öne koymak zorunda olsanız?..

***
Konuyu kapatırken son bir soru sormak istiyorum. Biraz evvel de aynı soruyu sordum: 

'Madem The Da Vinci Code'a bu kadar büyük tepki vardı da, 1999 yılı yapımı Stigmata filmi bundan hiç nasibini almadı?".

Sorularım bitmiştir Sayın Yargıç!

Dip Not: Filmi izleyeli baya bir zaman oldu. Uzun süre, bu filme dair bir yazı yazmanın uygun olup olmayacağını düşünüp durdum. Sonra mümkün olduğunca 'filmle sınırlı' bir yazı kaleme almaya karar verdim. İncittiğim olduysa özür dilerim.

0 yorum :

Yorum Gönder