Ukde Sineması
Türk Dil Kurumu resmi kayıtlarına göre Sinema;
Fr. cinéma
(sine'ma)
1. Herhangi bir hareketi düzenli aralıklarla parçalara bölerek bunların resimlerini belirleme ve sonra bunları gösterici yardımıyla karanlık bir yerde, bir ekran veya perde üzerinde yansıtarak hareketi yeniden oluşturma işi.
2. Film göstermeye yarayan özel bir makineyle görüntülerin beyaz perdeye yansıtıldığı salon veya yapı.
Çoğuna göre;
Tabii ki yedinci sanat!
Fakat bence sinema bu tip (bla bla) açıklamaların çok ötesinde. Sinema hayat değiştirebilir. Sinema yaratır. Sinema replikleri ağzınıza bular. Sinema görüntüleri kafanıza kazır. Sinema sizi kısa bir süreliğine Grace Kelly, Marlon Brando, Al Pacino, Brad Pitt yapar. Soyutlanırsınız gerçek hayatınızdan. Tam ağlayacakken bir mendil uzatır size sinema. Tam gülecekken, soru işaretleri sıkıştırır kulağınızdan düşüncelerinize sinema. Sizi her şeyden uzaklaştırıp, -son- kelimesine kadar salonuna davet eder. İngiliz beş çayı, Arjantin Mate’si, Alman birası, Fransız şarabınız olur sinema...
İşte bu sebepten, bu günden itibaren bu blogda, arka bahçemde oluşturduğum küçük yaz sinemasının günlüğünü yayınlayacağım.
Bu sinema yaklaşık iki yıldır hayalimdi. Bunu başarmak istiyordum. Para biriktirmek, projektör almak, film arşivi oluşturmak, bahçeyi temizlemek ve “hazırım” demek. Eğer tüm bunları yapamasaydım, içimde ukde kalacaktı. İşte bu yüzden sinemamın adı; Ukde Sineması!
"Play it, Sam. Play 'As Time Goes By.”
Ingrid Bergman, (Ilsa Lund, Casablanca) #1942
0 yorum :
Yorum Gönder