American Hustle

14 Şubat 2014 Cuma

American Hustle


American Hustle - 2013 (David O. Russell)


70'li yıllarda geçen bir dolandırıcılık hikayesi American Hustle... Bir tarafta kendi çapında, ufak tefek düzenbazlıklar yaparak hayatını sürdüren Irving Rosenfeld (Christian Bale), diğer tarafta Türkiye'deki Demet Akalın-Hande Yener Melodik Çıkmazı'nın varoş neferi Sydney Prosser (Amy Adams)... Bir araya geliyorlar ve dolandırıcılık işlerini büyütüp, kendilerine yetecek kadar tutkulu bir aşkla düzenbazlıklarına devam ederek ABD milletinin a...lnını karışlamak istiyorlar... Tabii işler bir süre yolunda gittikten sonra sarpa sarıyor. FBI'ın azimli sıçan ajanı Richie DiMaso'nun (Bradley Cooper) bu dolandırıcılık esasına dayalı ortaklığı ortaya çıkarmasıyla beraber Sydney-Irving ortaklığı bozuluyor ve Sydney -iş üstünde yakalanan olduğu için- hapse düşme tehlikesiyle karşı karşıya kalıyor. Ama o da ne! Ajan Richie'nin bir teklifi var: "Eğer benimle beraber çalışır, başka kimler, 'hangi politikacılar' düzenbazlık, yolsuzluk yapıyor; rüşvet alıp-veriyor çözerseniz; hapisten paçayı yırtma konusunda sizlere bir yardımım dokunabilir." 

Bu hikaye size tanıdık geldi mi?

Bu senenin en iddialı filmlerinden biri olarak piyasaya çıktı American Hustle. Hatta film Türkiye'de vizyona girmeden daha, ABD'de 86. Akademi Ödülleri'ne tam 10 dalda aday olması hasebiyle baya konuşuldu; Altın Küre'de En İyi Film, En İyi Kadın ve En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu dallarında ödülleri toplamasıyla da pek merak edildi. 

    Benim için öyle "uzay" bir film değil. Ama filmi izlerken yine de tebessüm ettim; çünkü...

    The Wolf of Wall Street, Blue Jasmine gibi 86. Akademi Ödülleri En İyi Film dalında aday olmuş beyaz perde eserlerini izledikten sonra ağzımdan çıkan tek cümle "bu filmlerin bu dönemde piyasaya çıkması gerçekten ilginç. Zamanlama manidar!" idi.
    Rosalyn Rosenfeld (Jennifer Lawrence)
    American Hustle'ı izledikten sonra tüm kalbimle inandım: MİLYAR DOLARLIK AMERİKAN SİNEMASI HOLLYWOOD, KENDİNİ BİZİM ÜLKEMİZE KARŞI 'DIŞ MİHRAK' MAHİYETİNDE FAALİYET GÖSTERMEYE ADAMIŞ! 

    Bu, işin şakası tabii. Ancak sahiden, bu kadar olur! Yani bunu karnıma gülmekten ağrılar girerek söylüyorum ama; nasıl olur da Oscar adayı "üç en baba" filmin konusu doğrudan rüşvet, yolsuzluk gibi insani değerlerin en makbul ve mecbur olanlarına ciddi-doğrudan göndermelerde bulunur, anlayamıyorum. 

    Neyse, uzatmayalım. Başımıza bir iş gelmesin.

    ***

    Christian Bale'in Fiziki Evrimi
    Filme dair birkaç not: 

    Christian Bale
    Bradley Cooper ve permalı saçları
    • Tabii ki filmin en büyük numaralarından bir tanesi, Christian Bale'in saçı. Christian Bale'in her filmde bambaşka bir karakter yarattığını biliyoruz. Kilo alıp-verme bugüne kadar en belirgin olarak onun hayat verdiği karakterlerde gördüğümüz Bale yansımasıydı. Bir film için 90 kiloya çıkıp, bir başka film için 55 kiloya inebilen bir aktör Bale. Tabii bu sayıların anlamlı olabilmesi için Christian Bale'in boyunu da verelim: 1.83... Şimdi. Mesele şu: Bale, American Hustle filmi için de bu sefer saçlarını garip bir şekle sokmuş. Saçların tepesi dökük, sağ taraftan ve arkadan uzattığı saçı tepesindeki boşlukları örtecek şekilde taramış, yapıştırmış ya da her neyse... Daha iyi anlamak için yazları denize girince başını suya sokamayan orta yaş üstü amcalarımız gözler önüne gelebilir... Bu haliyle American Hustle filminin setinde Robert De Niro (ustayı da her Bradley Cooper'ın oynadığı filmde olduğu gibi bu filmde de seyretme imkanı buluyoruz) Christian Bale'i gördüğünde tanıyamamış ve bu yüzden de pek kale almamış. Araya filmin yönetmeni David O. Russell girmiş ve De Niro'ya Bale'i başka bir isimle tanıtmış. De Niro da "a merhaba, pekala; oyuncular nerede?" gibisinden triplere girmiş... Bu sırada tabii herkes gülüyor falan... Sonra Russell, De Niro'ya, başrol oyuncusunun o sırada tam karşılarında durduğunu söyleyince, De Niro tabii duruma uyanmış ve kahkahalarla gülmüş düştüğü duruma. (Bu bilgi resmidir, ama yalan olma ihtimali de çok yüksektir. Çünkü De Niro gibi bir adam bir şeye kanmasa bile muhteşem bir biçimde kanıyor numarası yapabilir; kansa, asla kanmamış numarası yapabilir... De Niro'ya hediye almak çok sıkıcı olmalı; paketi açtığı zaman verdiği tepkiden beğenip beğenmediğini asla anlayamaz insan... Pof.)
    • Bu arada atlamayalım: Bale bu film için de 18.14 kg almış...
    • Filmdeki oyunculuklarla ilgili çok fazla bir şey söylemek zor. En İyi Kadın Oyuncu dalında bence Amy Adams, Cate Blanchett'tan daha başarısız ama garip bir biçimde Meryl Streep'ten daha başarılı... Ben olsam ödülü Cate Blanchett'a verirdim ancak biliyorum ki Akademi ödülü Amy Adams'a verecek... En İyi Yardımcı Kadın oyuncu dalındaysa Jennifer Lawrence iddialı. Ama Julia Roberts da çok iyi mesela August: Osage County filminde. Dolayısıyla bilemiyorum. Ancak Jennifer Lawrence'a geçen sene, psikopat, cazgır ama içten içe de çok hassas kadın tiplemesi bir ödül getirmişti. Bu sene de getirirse ayıp olmaz, belki sıkıcı olur ama...
      Robert De Niro
    • Filmdeki tüm karakterleri yönetmen-senarist, mevcut aktörler oynasın diye yazmış. Düşünsenize bir karakter yaratıyorsunuz, aklınızda bu karakteri oynaması için Robert De Niro var. Hoop, bir bakıyorsunuz o karakteri sahiden de Robert De Niro oynuyor.
    • Bradley Cooper'ın oynadığı Richie DiMaso karakterinin permalı saçları da, tamamen Bradley Cooper'ın fikriymiş. Herkes karakterini yaratmanın peşinde anasını satayım!
    ***

    Uzun lafın kısası 10 numara 5 yıldız bir film değil ama izlenir mi; evet izlenir. 

    Her şeyi bir kenara koyup şu soruyu sormalı insan kendine: Acaba günün birinde yolsuzlukların, rüşvet alıp-vermelerin beyaz perdeye yansımasına olanak verecek özgürlük ortamı benim ülkeme de uğrayacak mı?.. 

    Hiçbir şeyden değil de, sırf bu özelliklerinden dolayı ABD'ye hafif, bir tık gıpta ediyorum. 

    0 yorum :

    Yorum Gönder