Up In The Air

28 Haziran 2010 Pazartesi

Up In The Air



Dün gece, ufak bir altyazı-karakter problemi yaşadıktan sonra (bir saate yakın uğraştım düzeltebilmek için)izlediğim güzel, rahat, yormayan ve gerçek mesajlar taşıyan bir filmdi "Up In The Aır".

Bir yılının bariz çoğunluğunu uçakta geçiren ve Amerika'yı adeta karış karış dolaşmış, dolaşma sebebi farklı eyaletlere bağlı, farklı şehirlerde görev sonlandırma (kıçına tekmeyi basma)olan ve bu işi yaparken çok büyük bir vicdan azabı çekmeyen, insanlardan ve onlarla kurulması normal ilişkilerden uzak kalmış (kendi tercihiyle veya hayat onu bu noktaya getirmiş) bir adamın hikayesi anlatılıyor filmde.

Gelişen teknoloji, gelişen dünya, gelişen ülkeler, gelişen toplum, soyutlaşma, en basit duyguları bile yaşayamama, en basit bir dille; insan ruhunun maneviyatına dokunan soyut besinleri alamayan bireylerin yalnızlığı, hayat adına yaşadıkları zorluk, ve daha da önemlisi bu bariz eksiklik karşısındaki fütursuzluklarının konu edildiği filmde, hayata dair güzel başucu fikirleri var...

"Boş boş oturma, hadi kalk bir işte çalış" felsefesinin saçmalığını kırmaya yönelik bir film. Bu dünyadaki insanların boş boş oturmaya da ihtiyaçları var, çünkü hayatta boş boş oturmak da var. Bir hamakta sallanmak, terlemek ve üstünü değiştirmemek, sıkılmak ve buna rağmen bir şeyler yapmamak, geceleri uyanık kalmak, gündüzleri ise doyasıya uyumak, sınavınızın olduğu günlerde uyuya kalmak da en az "geri kalanın" yaptıklarını yapmak kadar sahi duygular.

Ezbere yaşamaktan kurtulmak gerek. On sekizimde üniversiteye girdim, hiç sınıfta kalmadan mezun oldum, askere gittim, döndüm evlendim, iş hayatına başladım... öldüm diye başlayan cümleler yaşam klavuzunda yer almaz, çünkü; yaşam klavuzu diye bir şey yoktur. Senin yaşam tarzın, senin yaşam tarzındır.

İşte Up in the Air'de, bu görüşü destekleyen bir sürü yargı var.

Basit bir film gibi gözükse de boş bir film değil Up in the Air, bunu kesinlikle söyleyebilirim. Bu arada Clooney'in oyunculuğu da hiç yabana atılır cinsten değil. Filmin altı dalda Akademi Ödülü adaylığı bulunduğunu; bu adaylıklardan birinin de "en iyi erkek oyuncu" dalında Clooney'e ait olduğunu söylemek sanırım yeterli olacaktır.

0 yorum :

Yorum Gönder