In Bruges

28 Haziran 2010 Pazartesi

In Bruges



Hepimizin kendince beğenmediği bir aktör-aktris vardır. Kimisininki dünyaca kabul görmüş, ödülden ödüle koşmuş bir aktördür-aktristir, kimisininki ise hiç ismi duyulmamış ve “iyi bir filmde rol alma şansı bir kez eline geçmiş” aktör-aktrislerdendir.

Benimkisi ise ödüllü aktörlerden Colin Farrell'dır. Nedendir bilmem hiçbir zaman kanım ısınmadı Colin Farrell'a... Fakat geçen gece Ukde Sineması'nda izlediğim bir film, bu görüşümü bir parça olsun değiştirdi.

In Bruges (2008) geçen gece izlediğim filmdi. Basit bir filmdi doğrusu. Ben altında çok ince bir mesaj göremedim. Yani, elbette bir filmin içinde bulunması gereken temel mesajlar silsilesi filmde vardı, ama yıllardır tartışılan ya da devrim niteliğinde büyük bir doktrin ortaya koymuyordu film. Zaten her filmden de böyle büyük bir uyanış beklemek imkânsız.

Ray: Murder, father.
Priest: Why did you murder someone, Raymond?
Ray: For money, father.
Priest: For money? You murdered someone for money?
Ray: Yes, father. Not out of anger. Not out of nothing. For money.
Priest: Who did you murder for money, Raymond?
Ray: You, father.
Priest: I'm sorry?
Ray: I said you, father. What are you, deaf?

Akıllara kazınması gerek bu sahne, kendini takip eden bir sonrakine nazaran solda sıfır kalıyor.

In Bruges, Film Noir katagorisinde gibi gözükse de, aslında sadece Brüksel kentinin güzelliğini izlemek için dahi görülebilecek bir film.

Dünyanın en zalim katilinin bile zaman geçtikçe hoşlanabileceği masum şeyler vardır, tıpkı hiç bir zaman vazgeçemeyeceği prensipleri ve her yaşadığında tekrar öldüğü anıları, anları olduğu gibi...

0 yorum :

Yorum Gönder