La Mala Educación-Kötü Eğitim
Geçen hafta çarşamba günü, yakın arkadaşım Cihat'la birlikte Ukde Sineması'nda bir Almodovar filmi izledik; La Mala Educación-Kötü Eğitim. Küçükken birbirlerine aşık olmuş iki gencin yıllar sonra, sinema sayesinde yollarının kesişmesini anlatıyor film. Katolik, Din Eğitimi veren bir okulda başlayan bu ilişki, ilk adımlarını çocuklardan birine aşık olan baş rahip yüzünden atamıyor. Film, işte buradan başlayarak çok ilginç yerlere sürüklüyor izleyiciyi.
Her zaman olduğu gibi, homoseksüeliteyi ön plana çıkararak, Franco’nun 36 yıllık diktatörlüğünün İspanyollar üzerinde bıraktığı derin etkileri inceliyor Almodovar. Dönem sinemacısı olduğunu söylemek güç; ama konservatif, değişmekten yana olmayan yanları yok değil. Mesela sinemasını hiç İspanya dışına çıkartmamış Almodovar, keza bir çok teklif almasına rağman, Hollywood’tan. “İspanya” diyor, “İspanya olmasa sinemamı yapamam”...
Bu filmde de bu tutuculuğunu koruyor ve yine tıpkı bir örgü gibi örüyor filmini.
Almodovar filmi çok hafif başlar ve bir anda dallanıp budaklanır. A olur b,c,d,e,f,g... ardından tüm bu harflar çözümlenir ve tekrar ortaya tek bir cevap çıkar: A... Hep böyle olmuştur Almodovar sineması.O yüzden “aa Penelope Cruz var, haydi izleyelim” denip işin içinden çıkılmaz. Almodovar filmlerini açık zihinle izlemek, her karakteri oldukça iyi tahlil etmek, beyne kazımak ve diğer karakterlerle ilişkilendirmek gerekir. Her sahnenin ne demek istediğini anlmazsak, bir diğer sahnenin de aslında aynı sahneye bağlandığını anlayamaz, kısa bir süre sonra da filmden koparız. İşte bu yüzden Almodovar filmlerini ikinci izleyişinizde çok daha sağlam oturur her şey kafanıza. Bir çok sefer şöyle bile dersinin; “aaa, ben hiç böyle bir şey hatırlamıyorum bu filmde...”. İşte bu karman çormanlıktandır.
Müzik için de iki kelam etmek gerekir sanırım. İspanya’da çıkan bir albüm: “b.s.o Almodovar”, içinde her filminden bir iki ana şarkı var. Edinebilen edinsin, çünkü Almodovar da tıpkı Tarantino gibi filmlerine en uygun şarkıları seçmeyi pek iyi beceriyor. Tacones Lejanos-1991 filminde Miguel Bosé’ye söylettiği iki muhteşem şarkı “Piensa en mi” ve “un ano de amor” gibi bu filmde de “quizas,quizas,quizas” şarkısını Gael Garcia Bernal’e söyletiyor.
Almodovar’ın bir diğer güzel yönü de işte bu; filminin içine şarkıyı muhteşem entegre etmesi.
Başrol oyuncuları için de bir parantez açmak gerekirse; Fele Martinez, benim Los Amantes del Circulo Polar filminden tanıdığım bir aktör. “Gerçekten homoseksüel mi acaba?” diye sordurtuyor filmde. O kadar iyi bir oyunculuk örneği.
Gael Garcia Bernal ise, zaten çocukluğundan beri kamera önünde olan. El Rey, Babel, Diarios de Motocicleta... gibi başyapıtlarda rol almış ve bu filmdeki rolü de kapabilmek için baya bir çaba harcamış.
Öyle ki Almodovar ona karşı oldukça net olmuş; “bu rolü istiyorsan, Barbara Stanwyck filmleri izle, Alain Delon-Plein Soleil filmine kapıl, Flamenco dersleri al ve tam bir İspanyol aksanı edin! Yoksa rolü unut!”… Gael Garcia Bernal rollerinde (ki üç ayrı kişiyi canlandırmakta) gayet başarılı.
Baştan aşağıya izlenecek bir film.
0 yorum :
Yorum Gönder