Gangs of New York-Daniel Day-Lewis
Ukde Sinema’sından, şöyle bir baktığım vakit geçmişe, şimdiye kadar henüz yalnızca “onlarca” film geçmiştir. Bu filmlerin arasında en sevdiğim yönetmenlerden birinin elinden çıkma bir film de bulunmakta; Kötü Eğitim-Almodovar. Aynı şekilde bu filmlerin arasında en sevdiğim erkek oyuncular sıralamasında (Hollywood göz önüne alındığı vakit) ikinci sırada olan bir aktörün filmi de bulunuyor; Robert De Niro-Awakenings… Fakat De Niro’yu böyle görmemin tek sebebi; ücüncü en beğendiğim erkek oyuncuya göre çok daha fazla film yapmış olması, ona biraz özenmem (Stella Adler’dan ders alma şerefine nail olmuş aktörler arasında olması sebebiyle) ve yaşına, biraz da olsa özel hayatını saklayabilemesine saygı duymamdan ötürü. Yoksa dün gece izlediğim filmin baş rol oyuncusu, asıl iki numaram…
Öyle bir aktör düşünün ki; çok tutan bir filminden sonra hayali olan ağaç işlemecili mesleğini icra etmek üzere İtalya’ya yerleşmiş ve kısa bir süre sonra ayakkabı tamirciliğine başlamıştır.
Öyle bir aktör düşünün ki; koskoca Martin Scorsese’ye; ki kendisi Taxi Driver, New York-New York, Raging Bull, Goodfellas, Casino… gibi filmlerin yönetmenidir, İtalya’daki evinin kapısına adeta kamp kurdurtmuş ve hiçbir şekilde filminde başrol oynamayacağı yönünde kesin sözler söylemiştir…
Öyle bir aktör düşünün ki; koskoca Gangs of New York filmi için “İtalya’ya set kurun, oynarım” demiş ve Scorsese’ye İtalya’da film seti kurdurtmuştur.
Öyle bir aktör düşünün ki; Lord of the Rings’teki Aragorn rolünü elinin tersiyle itivermiştir.
Öyle bir aktör düşünün ki; kendisine rol teklif eden yönetmenlerle arasını bozmuştur, hatta sırf bu sebepten Scorsese arası bozulmasın diye ilk Leo Di Caprio’yla filmi için anlaşmış ardından kendisini İtalya’ya, bahsi geçen oyuncunun ayağına onu ikna etmesi için yollamıştır.
Öyle bir aktör düşünün ki; My Left Foot adlı filmde sakatı oynamakla görevlendirildiğinden ötürü aylarca tekerlekli sandalyeden kalkmamış ve ayağıyla resim çizmeyi öğrenmiştir.
Öyle bir aktör düşünün ki; 19 yılda 9 film, bunlardan 4 tanesiyle Oscar adaylığı yaşamıştır, iki tanesini de eve götürmüştür.
Öyle bir aktör düşünün ki; İngiltere’de tiyatro sahnesinde Hamlet’i oynarken bir anda kanserden kaybettiği babasının aklına gelmesi sonucu sahneyi terk etmiş ve bir daha da asla tiyatro sahnesine dönmemiştir.
Öyle bir aktör düşünün ki; adı: Daniel Day-Lewis’tir…
Bu filmle ilgili tüm yorumlar oradan buradan, imdb’den okunur. Beni ilgilendiren kısmı Daniel Day-Lewis. En beğendiğim üçüncü aktör…
0 yorum :
Yorum Gönder