Carnage

25 Ekim 2012 Perşembe

Carnage


Carnage-2011

2011 yılının ortalarında Carnage filminin dvd kapağını görünce, filmin Türkiye'de Vahşet Tanrısı ismiyle oynanan tiyatro oyununun sinemaya uyarlanmış hali olduğunu hemen fark edememiştim. Ta ki dvd'yi elinde tutan ağbim bana gerçeği söyleyinceye kadar...

'Sahnede büyüyen öfke.'

Aslında konu çok basit. İki ebeveyn, neredeyse tek planda filmi alıp sonuna kadar götürüyorlar. Ebeveynlerin henüz küçük sayılabilecek evlatları kavga etmişlerdir. Bu kavganın sonucunda çocuklardan birinin ön iki dişi kırılmıştır. İki ebeveyn de, sorumlu aile profili çizmek için, mümkün olduğunca çocuklarının suçlarını eşit taksim ederek, olayı tatlıya bağlamak isterler. Fakat evdeki hesap çarşıya uymaz.

"Ah tabii, sizin oğlunuz o konuda çok haklı"lar, vakit geçtikçe kimi zaman "sizin oğlunuz o konuda çok haklı ama şu konuda da pek haksız"lara dönüşür. Sizin oğlunuz şunu yaptı, sizinki de bunu... Falan fişmekan derken olay büyür. 

Ve kısa zaman sonra artık tartışılan çocukların kavgasından çok, bu dört kişinin hem birer çift olarak kendi aralarındaki ilişki, hem de ferdi olarak hayatla olan ruhsal münakaşalarıdır. 

Vahşet Tanrısı-
 İşdar Gökseven, Ülkü Duru, Zerrin Tekindor ve Zafer Algöz (ayakta)

'Öyle ya da böyle.'

O veya bu şekilde, izlediğim ve beğendiğim bir oyunun, ABD tarafından hem de, beyaz perdeye aktarılması hoşuma gitti. Ancak söylemeden de edemeyeceğim: Türkiye'deki tiyatro oyunu hem oyunculuk hem de inandırıcılık; hem sürükleyicilik hem de eğlendiricilik açısından ABD sinema adaptasyonuna bin basar...

Christoph Waltz'ın rolünü İşdar Gökseven, Kate Winslet'inkini Zerrin Tekindor, John C. Reilly'ninkini Zafer Algöz ve de son olarak Jodie Foster'inkini Ülkü Duru oynamıştı bizim ülkemizdeki tiyatro gösteriminde. 

Her oyuncu muhteşem bir performans sergilemişti. Öyle ki oyunu bir kere izlemek bana yetmemiş; birkaç defa izlemiştim. 

Aynı "eğlenceli" performansı ne yazık ki ABD adaptasyonunda bulamadım. Christoph Waltz belki bir nebze hakkını vermişti rolünün ama İşdar Gökseven'in yorumunun yanında bence o da sıfır.

Hele bir sahnede, cinsel içerikli bir espri üzerinden "laf koyma"sı gereken John C. Reilly o kadar zayıf kalıyordu ki, "hani şu Zafer Algöz'ün söylerken karnıma gülmekten ağrılar soktuğu replik, sahiden de bu replik miydi?" diye kendime acılar içerisinde sordum, o sırada filmi Ukde Sineması'nda birlikte izliyor olduğum herkes gibi ben de. (Onlar da benim gibi Vahşet Tanrısı oyununu izlemiş, pek memnun kalmışlardı.)

Diyaloglarda bir durağanlık mı vardı, yoksa tiyatrodaki tek dekor, beyaz perdede yavan mı kalmıştı bilemiyorum... Belki her ikisi de.

Halbuki filmin senaristleri arasında tiyatro metninin yazarı Yasmina Reza da var...

Netice itibariyle eğer metni tiyatro sahnesinden bilmiyor olsaydım, bu filmi ilk yarım saat içerisinde büyük ihtimal kapatır, bir de üstüne silerdim...

Uzun lafın kısası: eğer Vahşet Tanrısı oyununu izlediyseniz, film yavan gelebilir. Ama onun dışında biraz Hitchcockvari tek planlı çekimlerle, sanki beyaz perdede tiyatro oyunu izliyormuş gibi hissederek kendinizi, muhtemel bir zevk de alabilirsiniz. 

0 yorum :

Yorum Gönder