Insomnia

28 Mayıs 2011 Cumartesi

Insomnia


Bir polis olarak, peşinde olduğunuz katil sizin katil oluşunuza tanık olsa, kaç gün uyuyamazsınız?

Alfredo James Pacino

'İnsomnia' nedir diye açıp tıp ansiklopedisine baktığımda karşıma çıkan ilk tanımlamalar: 'uykuya dalamama' ve 'uykuyu sürdürememe' oluyor. Düşünüyorum: "acaba bir insan niçin bir türlü uykuya dalamaz veyahut niçin uykusunu sürdüremez?".Tıp ansiklopedisi bu sorularımı da yanıtlıyor: "uykusuzluk ruhsal çöküntüyle, bunaltıyla, gerginlikle ve depresyonla yakından bağlantılıdır". Fazla kafein tüketimi, yanlış ilaç kullanımı hatta fazla alkol almak bile insomnia sebebi. 

Ancak Al Pacino, Robin Williams ve Hilary Swank'ın oynadığı, Christopher Nolan'ın yönettiği 2009 yapımı Insomnia adlı filmde durum yalnızca 'ruhsal çöküntüye', 'gerginliğe' ve hatta 'derin depresyonlara' bağlanıyor.
Hilary Swank & Al Pacino

'Geçmişin, seni, ne kadar hızlı koşarsan koş yakalayacak!..'

Placebo grubunun en sevdiğim şarkılarındandır "I know". "Bilirim, geçmiş seni ne kadar hızlı koşarsan koş yakalayacak" (I know, the past will catch you up as you run faster) diye de bir kısmı vardır bu anlamlı şarkının. İşte Insomnia'da da aslında, yapmış olduğu bir hatadan kaçmak isteyen bir polis dedektifinin 'uykusuzluğu' anlatılıyor.

Will Dormer (Al Pacino) henüz reşit olmayan bir kızın cinayete kurban gitmesini araştırmak üzere hem en yakın arkadaşı hem ortağıyla birlikte Los Angeles'tan kuzeye, Alaska'ya gönderilir. Will Dormer fevkalade iyi ve geçmişi tüm çaylaklara örnek teşkil edebilecek derecede büyük; 'ders niteliğinde' başarılarla doludur. Öyle ki, Dormer ve ortağı Hap Eckhart'ı (Martin Donovan) Alaska'da karşılayan Dedektif Ellie Burr (Hilary Swank) yeni başladığı meslek hayatını, kendisiyle tanışma fırsatı elde edeceği güne kadar, Dormer'ın mesleki hayat hikayesinden aldığı feyizler üzerine kurmuştur. Burr, Dormer'ın hayranıdır.

Dormer'ı kuzeyde hiç alışık olmadığı bir iklimsel düzen karşılar. Bilindiği gibi, kuzey kutbuna yakın oluşu sebebiyle Alaska'da yaz aylarında hava kararmaz ve koca yaz sezonu gün ışığı altında geçer. Dormer ne zaman dinlenmek üzere kaldığı otelde odasına çekilse, her ne kadar tüm perdeleri kapatsa ve kendisini iri yastıklara da gömse, bir türlü gün ışığının odasına girmesini engelleyemez. İşte Dormer'ın uykusuz geceler serisi bu koşullar altında başlar.

Zaten disiplinli oluşu ve çalışkanlığıyla bilinen Dormer, katilin mutlaka uğrayacağını bildiği bir dağ evinin etrafına ekibiyle birlikte pusu kurar ve henüz yeni geldiği şehirde ayağının tozuyla çalışmaya başlar. Bu bekleyiş sonuç verir ve katil gerçekten de tıpkı hedeflendiği gibi dağ evine adım adım yanaşır. Tam bu esnada yapılan bir acemilik sonucu katil pusuya düştüğünü fark eder ve biran evvel kendini dağ evinin içine atıp, kimsenin bilmediği bir alt geçitten sisli ormanın derinliklerine doğru yol alır. Katilin peşinden giden Dormer ve ekibi sisli ormanda dağılırlar. Dormer'ın nefesi katilin ensesindedir fakat yoğun sis Dormer'ın amacına ulaşmasını engellemektedir. Tam bu bulantı anında bir adam belirir Dormer'ın iki adım ötesinde, Dormer da haliyle adama ateş eder; onu vurur. Hızlı adımlarla, yere yığılan adamın yanına gelir ki Dormer işte o anda dünyası başına yıkılır: vurarak öldürdüğü adam ortağı Eckhart'tır.

Dormer önce ortağını kurtarmak ister fakat fark eder ki iş işten geçmiştir. Ortağının hayatını koruduğu o bir iki dakika içinde eğer ekibin geri kalanını çağırsa Eckhart'ı vuranın Dormer olduğu ortaya çıkacak; Dormer hapse, Eckhart da mezara gidecektir.

Olayın hemen akabinde, polis merkezinde Dormer, bir hayli yıkık ve Eckhart'ın katilinin kendisi olduğunu gizlemeye çalışarak yas tutar. Onu rahatlatan tek şey yaşanan olayın herhangi şahidinin bulunmamasıdır.

Al Pacino vs Robin Williams
Böylelikle Dormer'ın uykusuzluk geceleri son sürat devam eder. Bir kaç gün daha Dormer tam anlamıyla uykusuz geceler geçirir. Artık gözleri düşmüştür. Bedeni kuvvetsiz, yürüyüşleri savruktur.

İşte tam o günlerin gecesinde beklenmedik bir olay yaşanır. Gecenin yine en uykusuz saatlerinde Dormer'ın kaldığı odanın telefonu çalar. Dormer telefonu açar ve hem telefonun ucundakinin kim olduğu, hem ne istediği bu uykusuz dedektifin tüm hayatını değiştirecektir: "ben Walter Finch (Robin Williams), genç kızın katili. Daha önemlisi senin ortağını öldürdüğünü gördüm, ya benimle işbirliği yaparsın, ya da ikimiz de yanarız!".

'Dormer, Dormir, Dormire.'

Baş karakter dedektif Dormer ismini muhtemelen latincedeki "uyumak" fiili "dormire" den alıyor. İspanyolcası ve Fransızcası "dormir" olan bu fiil kullanımı ile yapılmak istenen Christopher Nolan filmlerinde sık sık gördüğümüz türden bir çeşit "kelime oyunu". 

Mesela yine bir Nolan başyapıtı olan 'Inception' filminde Yusuf karakterinin ismi aslında İncil'deki, rüyaları yorumlama yetisi Tanrı tarafından kendisine bahşedilmiş 'Yusuf' peygamberden alınma. Veya tekrar Inception'dan bir örnek: Cobb'un üzgün ve şanssız karısı Mal, ismini aslında Fransızca'daki Malheur, Malheureuse; yani mutsuz, hüzünlü kelimelerinden alıyor. (Aynı zamanda mal = kötü* fr, isp)

'Paul Auster romanlarından fırlama bir konu.'

Son dönemlerde fazla Paul Auster okuduğumdan mıdır bilmem, ancak bu film hiç şüphesiz ki Auster hayranlarının hoşuna gidecek türden. Başlangıcı, sonu, kırılma noktaları tam anlamıyla Auster kitaplarından fırlama.

Çok heyecanlı konusu, çarpıcı sahneleri ve her daim merak uyandıran duraksamalarıyla Insomnia harikulade bir polisiye film.

'Al Pacino, Robin Williams, Hilary Swank!..'

Bu oyuncu kadrosuyla filmin yapımcıları sinemaseverlere adeta şu mesajı veriyor: "Al Pacino'yu kadromuza ekledik, yetmedi bir de Robin Williams'ı ekledik 'hala yetmiyor bir de kadın aktris olsun' dersiniz diye Hilary Swank'ı da filmimize dahil ettik." 

Gerçekten de öyle. Filmin oyuncu kadrosu muhteşem. İzlemeden geçmek olmaz. 

'Nolan!'

Inception ile ilgili yazdığım yazıda Nolan'ın böyle bir film yapacağına dair sayısız işaret verdiğini Memento'da, Prestige'de görebileceğimizi söylemiştim. Şimdi bu halkaya bir de Insomnia'yı ekliyorum. Her ne kadar bu Nolan'ın senaryosu olmasa da -yalnızca son sahnesini yazdığınız bir senaryo tam anlamıyla size ait sayılmaz herhalde(!)- yine akıl oyunları, rüyalar, psikolojik çözümlemeler ve her şeyden evvel edebiyattan kopma 'bilinç akışı' tekniğinin beyaz perdede vücut buluşu. Nolan bu işin altından fevkalade iyi kalkıyor.

Robin Williams & Al Pacino
'Son söz.'

"Ben heyecandan yoksun film izlemem, sanat filmi de neymiş, macera olsun, akıl oyunları olsun, beni beyaz perdeye zamklasın yeter!" diyen sinemaseverler için on üzerinden on bir film Insomnia. Uykunuzu kaçıracağı kesin.




0 yorum :

Yorum Gönder