Inglourious Basterds

7 Eylül 2010 Salı

Inglourious Basterds




İkinci Dünya Savaşı’nda, tamı tamına 58.000.000 kişi hayatını kaybetmiştir. Bu rakamın yüzde 48’i sivil… Gestapo kamplarından, ya da yapılan çeşitli işkenclerden bahsetmeye, zannedersem gerek yok.

Peki ya sonuç?

“İstila edilen Berlin'de; Hitler, eşi Eva Hitler (Eva Braun) ile yeraltı sığınağında (Führerbunker) 30 Nisan 1945 günü intihar etti.” – Vikipedi…

Hepsi bu mu? Yani bu kadar zeval, bu kadar derin yaralar… Hepsinin sonucunda bir insan ve yandaşlarının en üst düzey olanlarının çoğunun cezası bu mu? Bir intihar… Rahat ve bilinçli… Sevdiklerini son kez öperek, onlarla vedalaşma zamanı bularak… Hatta belki de, pek fazla acı hissetmeden… Bu kadar basit mi?

OLMAMALI!

Bir film yapmalıyım! Ve tıpkı Orhan Pamuk’un dediği gibi “gerçeklere, ancak onları değiştirdiğim zaman katlanabiliyorum” felsefesine bağlı kalarak, tarihi kendimce değiştirmeliyim! Hitler’e farklı bir son yazmalıyım! Ancak bu, benim gönlümü rahat ettirebilir!




Demiş olmalı Tarantino, Inglourious Basterds filminin senaryosunu yazmaya koyulmadan evvel. Çünkü; film başından sonuna kadar tamamen “intikam” kokuyor. Naif ama derin bir intikam!

Ukde Sineması’nda izlediğim ilk Tarantino filmi, ilk Brad Pitt filmi aynı zamanda. Kafayı dağıtmaya ve rahatlamaya birebir… Bu kadar acımasızca sahnelerin bulunduğu bir filmi izlerken “oh ulan, iyi olmuş!”, “beter olsunlar!” gibi cümleler kuracağım aklıma gelmezdi. Ama konu nazilerdi. Konu işkence gören Hitler’di… Kafaları kesilen nazileri görmekti bana zevk veren. Ve hiç fena bir şey değil bu his…

Tarantino’nun amaçlarına ulaşması, benim ve filmi beraber izlediğim ailemin, vahşet sahnelerine verdiğimiz tepkilerden anlaşılıyordu. Hepimiz ne kadar da hınç doluymuşuz meğer.

Filmin sonu geldiğinde, ekrana yansıyanların gerçeklerden uzak olduğunu gördüğümüzde, hiç itiraz etmedik. “Yahu burada bir hata var” demedik. Aksine, yüksek dozda heyecan duyduk.

Bir “sinema filmiyle”, belki de, Hitler’i cezalandırmış olduk. Gerçeklerden uzaklaşıp, hayal ettiğimize eriştik. Bence de zaten, sinemayı güzelleştiren bu.

0 yorum :

Yorum Gönder