Side Effects
Oscar Wilde Gizli Olmayan Sfenks başlıklı kitabında şöyle diyor: "Kadınlar sevilmek için yaratılmışlardır, anlaşılmak için değil..."
Bu doğru.
Ne tür bir ilişki yaşıyor olursanız olun bir kadınla, muhakkak günün birinde şu ikilemle karşılaşacaksınız... Onu ya seveceksiniz, ya da anlamaya çalışacak. Anlarsanız ondan kopacaksınız, severseniz de onu asla anlamayacak. Eğer bu ikisini bir arada yapmaya çalışırsanız, bir türlü anlayamadığınız bu kadından yine, sancılı, bol gözyaşlı, hatta belki de "kanlı" bir biçimde kopacaksınız. Sevmek ve anlamak, ikisi bir arada kadınların konusu değil, olamaz da.
***
Side Effects 2013 yapımı bir ABD filmi. Filmin yönetmen koltuğunda Ocean's serisinden ve Traffic filminden tanıdığımız Steven Soderbergh var. Solaris, Kafka, Erin Brokovich ve Benicio del Toro'nun başrolünü üstlendiği Che ikilemesini de, bu önemli yönetmenin filmografisini sayarken es geçemeyiz.
Film Rooney Mara'nın oynadığı Emily Taylor karakterinin kocasının hapisten çıkmasıyla başlıyor. Kocası hapisten çıkmasına rağmen Emily bir şekilde depresyona giriyor. Başta bu psikolojik bozukluğun tamamen normal olduğunu düşündürtüyor film izleyiciye. Daha doğrusu; tabî geliyor Emily'nin yaşadıkları.
Ancak sonradan anlaşılıyor ki, Emily'nin yaşadığı depresyon, tahmin edilenden çok daha derin...
Dikkatli izleyici refleksi olarak doğrudan bunun nedenlerini düşünüyoruz.
İntihara teşebbüs eden bir kadın olarak Emily'yi bu kadar dibe çeken ne?
Düşündükçe kocasının neden hapishaneye düştüğünü öğrenmeye çalışıyoruz. Öğreniyoruz da. Fakat hayır, Emliy'nin bu berbat halinin kocasının hapishaneye düşüş sebebiyle yakından uzaktan alakası yok.
Derken Emily, şu az önce bahsettiğim intihar teşebbüsünü gerçekleştiriyor. Soluğu biz de Emily'le birlikte hastanede alıyoruz. Ve hastanede, filmin diğer başkarakterini tanıyoruz: Dr. Jonathan Banks.
Jonathan Banks rolünü Jude Law, harikulade bir biçimde oynuyor.
Dr. Banks, Emily'nin intihara teşebbüs ettiği gece ayaküstü Emily'le konuşuyor. Emily Banks'e "Kocam hapishaneden yeni çıktı, bir an için kendimi kaybettim, bir daha olmaz, ben sağlıklı biriyim, lütfen hastaneden bu gece taburcu olmama izin verin" gibisinden şeyler söylüyor ve Banks de Emily'den aldığı "Haftada 3 kez muayenehanenize gelecek, sizinle durumum hakkında konuşacağım" sözü karşılığında Emily'nin taburcu olmasına müsaade ediyor.
Seanslar başlıyor. Emily ile Banks düzgün bir biçimde, aksatmadan Emily'nin sıkıntıları üzerine konuşuyorlar ama Banks çözemiyor... Banks'in çözemediği Emily'nin gerçekten neyi olduğu!
Bunun üzerine Banks, tam o sırada tesadüfen Emily'nin daha önce de bir psikoloğa göründüğünü öğreniyor ve soluğu psikoloğun yanında alıyor: Dr. Victoria Siebert.
Catherine Zeta-Jones tarafından harika bir şuhlukla oynanan Dr. Siebert, o her zamanki soğukkanlılığıyla Dr. Banks'e birkaç ilaç önerisinde bulunuyor; bu önerilerden biri Ablixa isimli bir ilaç. Piyasaya yeni sürülmüş, nedir ne değildir tam bilinmiyor.
İlaç işi Dr. Banks'in kafasına yatınca, Emily ilaçları almaya başlıyor.
Beklenmedik olan; Ablixa isimli bu ne idüğü belirsiz ilacın Emily'de uyurgezerlik yaptığı.
İşte filmin adı Side Effects, yani Yan Etkiler, buradan geliyor.
Ve bir de üstüne Emily, ilacın etkisindeyken kocasını bıçaklayıp öldürünce, işler iyice sarpa sarıyor.
Emily hapishaneye, Dr. Banks de hastasına tedbirsiz ilaç vermekten içeri düşme tehlikesiyle yüz yüze.
***
Buradan sonrası tam anlamıyla izlemelik.
Şöyle özetleyelim, Dr. Banks'in Emily'nin ruhsal bozukluğunu araştırdıkça öğreneceği daha pek çok şey olacak.
Ablixa ilacı, nereden çıktı mesela? Ya da Emily gerçekten hasta mı? Ya da Dr. Siebert'in büyük sırrı ne?
***
Muhteşem ötesi bir film değil, ancak izleği çok yüksek. Anlatılması pek de öyle kolay olmayan bir konuyu, bir hayli iyi anlatmış yönetmen ve senarist.
106 dakikalık bir görsel şölen demek zor, ama zihin açıcı, enteresan bir film.
Boş vaktiniz varsa ve bir gizemi ilmek ilmek çözmek istiyorsanız, her ne kadar "çooook tahmin edilemez" bir finali olmasa da, buyurun izleyin!
0 yorum :
Yorum Gönder