Ağustos 2012

15 Ağustos 2012 Çarşamba

Mientras Duermes


"Mutlu olmak. İşte benim sorunum tam da bu: ben mutlu olamıyorum. Hiç olmadım. Başıma güzel şeyler geldiğinde bile. Öyle zannediyorum ki doğumumda bana bu kapasite bahşedilmemiş. Kör ya da sağır olmak gibi bir şey işte. Ama sanırım benim durumum daha beter. Her sabah uyandığınızda bir motivasyonunuzun olmadığını fark etmeniz çok kötü bir şey. Ve bana iyi gelen tek şey; başkalarının mutsuz olduğunu görmek. Ve inanın, bu uğurda elimden gelen gayreti sarf ediyorum."

Mientras Duermes-2011, İspanya

2011 yapımı İspanyol filmi Mientras Duermes'i anlatmak için, şu yukarıdaki cümleleri sırasıyla ve tane tane okumak yeter de artar bile.
***
Başrolde También la Lluvia ve Celda 211 filmlerinden tanıdığımız başarılı aktör Luis Tosar, yönetmen koltuğundaysa adını yeni duyduğum Jaume Balagueró var.
***
Oldum olası insanın varoluşsal sorunlarına yoğunlaşan filmleri sevmişimdir. Hepimizin onda-bunda, gazetelerde-televizyonlarda, şarkı sözlerinde-filmlerde, kimi zaman da kendimizde "gördüğümüz" sorunlardır bunlar. İtiraf ederiz yahut edemeyiz bu sorunlarımızı ama biraz düşündüğümüzde biliriz ki bu sorunlar tüm hacimleriyle var ve var olmaya da devam edecekler.
*** 
Film, "sürekli mutsuz" bir apartman görevlisinin hayatını anlatıyor. Lüks bir apartmanda kapıda bekleyen ve apartmanın genel işleriyle ilgilenen bir adam César. Annesi ağır hasta, konuşma yetisini yitirmiş. Ona baktıkça mutsuzluğuna mutsuzluk katan César'ın tek tesellisi; etrafındaki insanların da kendisi gibi mutsuz olması. Bir çeşit "madem ben mutsuzum, o vakit herkes mutsuz olsun!" siteminin, insanları gerçekten mutsuz etme potansiyeli olan bir adamda tezahür etmesi durumu.

Apartmanın görevlisi olmasından mütevellit, César'da tüm dairelerin kapı anahtarları vardır. Ve bu anahtarlar sayesinde César, mutlu olduğunu gördüğü herkesi bir şekilde mutsuz etmeyi kafasına koymuştur.

Konuşkan ve yüzünden gülücük eksilmeyen yaşlı apartman sakini Señora Verónica (Petra Martínez), apartmanın temizliğinden sorumlu görevli kadın ve annesine yardımcı olan küçük oğlu ve hepsinden önemlisi César'ın platonik aşkı Clara (Marta Etura) cani apartman görevlisinin kurbanlarıdır.

Tüm bu saydığım karakterlerin hepsi o veya bu şekilde César tarafından mutsuz edileceklerdir ama Clara'nın başına gelenler için, bilhassa filmin muhakkak izlenmesi gerekir. Bu cümleyi filmin ismini akılda tutarak okumak gerekir: "Mientras Duermes"; yani "Sen Uyurken"...

César'ın insanları mutsuz etmek için onlara doğrudan fiziksel bir hasar verip vermediğini buradan söylemek olmaz, ancak kendine has bir yöntemi olduğunu en azından söyleyebilirim sanırım.

Bu yöntem kuşkusuz bir kişinin sadece fiziksel değil aynı zamanda moralman da mahvedilebileceğinin bir tür kanıtıdır.
***
Tüm bunların yanında bir de bir küçük kız vardır. César, kurbanlarını tek tek mutsuz ederken, uykusundan uyanan ve César'ın yaptığı tüm caniliklere çıplak gözle şahitlik eden küçük Úrsula (Iris Almeida). Úrsula, çenesini kapalı tutacak mıdır, yoksa ne var ne yoksa bildiği anlatacak mıdır?..
***
Luis Tosar

Luis Tosar, her zamanki gibi muhteşem. Daha önceki filmlerinde başka başka kuvvetli aktörlerle esere hareketlilik kattığını söyleyebilirim ama bu filmde neredeyse tek aktör o. Ve filmi tek başına ayakta tutuyor.



***
Marta Etura ismini ise, pek parlak bir rolü olmaması gerçeğini de göz önünde bulundurursak, Celda 211'de ve de tam bir festival filmi olan AZULOSCUROCASINEGRO'da duymuştum. Her iki filmde de 1978'li bu genç Basklı aktrisin oyunculuğunu gözlemleme fırsatı bulamamış olmalıyım ki, bugün hakkında bu cümleleri yazarken sadece Mientras Duermes'teki performansını göz önünde bulunduruyorum. Çok iyi!

Marta Etura
Marta Etura'dan beklenen, kocaman gülümsemesi. Her şeye ve herkese rağmen, kocaman gülümsemesi. Aktris bu bitmek tükenmek bilmeyen mutluluk hissinin fevkalade sade ve sade olduğu için güzel bir dokunuşla  seyirciye hissettiriyor. Hem hissettiriyor, hem de mimik ve jestleriyle gülümsemesini destekliyor.

İyi oynamış olduğunu şuradan anlıyorum: canlandırdığı karakteri izlerken kendi kendime "ben bu insanı tanıyorum galiba..." dedim.
***
Mientras Duermes, bir gerilim filmi olarak, son yıllarda bilhassa gerilim filmleri temelinde pek bir zayıf olan Amerika Birleşik Devletleri sinemasına taş çıkartır cinsten.

Avrupa sinemasının Türk insanı tarafından betimlemesi "sıkıcı ve fazla anlam yüklü, durağan filmler" iken, bu filmle bir şeyler değişebilir. 2004 yılına ait Christian Bale'in başrol oynadığı The Machinist'in yapım kadrosunda Mientras Duermes'in yazarının bulunması da, tüm bu yazdıklarıma dayanak olabilir... Bir şans verin, derim.

İspanyol Basınından 'Mientras Duermes' filmine dair 'bir yorum':

Polanski kokan leziz bir film, neredeyse hiç kağıtlarını ona göre oynamamasına rağmen 'korku'yu kokluyor. (Toni García, El País gazetesi)